18 Aralık 2011 Pazar

Sahiplerinin Aşırı Depresif Hali Kediyi Depresyona Soktu



"Adapazarı`nda yaşayan A.A. ve A..A çifti evlerinde besledikleri kedinin, travma sonucu belden aşağısı felç oldu. Arifiye ilçesindeki veteriner kliniğine götürülen kediyi, muayene eden veteriner hekim Mustafa Yıldız, kedinin sağlığının çok kötü olduğunu belirterek, sahiplerine ötenazi teklifinde bulundu. Hayvan sahiplerinin ötenazi yapılmasına karşı çıkması üzerine kedi birhafta süreyle klinikte tedavi gördü. Felç tedavisine kısmen cevap veren kedi, sonrasında taburcu edildi. Yaklaşık bir ay sonra kedi iştahsızlık sorunuyla tekrar kliniğe getirildi. Yapılan muayenede kedide enfeksiyon tablosu ve depresyon hali görüldü. Uygulanan tedaviye kısa sürede olumlu cevap veren kedinin, klinik ortamında yemeğini daha iştahlı bir şekilde tükettiği fark edildi. 


Veteriner hekim Yıldız, hayvan sahiplerinin aşırı depresif hallerinin kediyi de depresyona soktuğunu fark ettiklerini söyledi.
Hayvan sahiplerini bilgilendirerek kediyi taburcu ettiklerini kaydeden Yıldız, "Kliniğimizde böyle bir vakayla daha önce karşılaşmadık. Ya da dikkatimizi çekmedi. Pet hayvanlarıyla aynı evde yaşayan vatandaşlarımızın kendi psikolojik durumları hayvanlarının psikolojisini olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedirler." diye konuştu."

Bu haber evcil kedilerin evdeki negatif enerjiden ne denli etkilendiklerini anlatıyor bizlere.. Esasında kedi sahiplerinin direkt veterinere götürüp kedinin tedavisine destek olmaları güzel.. Evimizde bizimle yaşayan sevimli dostlarımız da üzüntülerimizden etkileniyorlar. İştahları kesiliyor, neşelerini yitiriyorlar..Pisi dostlarımız biz neler hissediyorsak, bizimle aynı duyguyu paylaşıyorlar.

                                                             

17 Aralık 2011 Cumartesi

Kalpleri Tüylerine İşlenmiş Kediler

"Mersin'de, tüylerinin üzerindeki siyah benekler kalp şeklinde olan iki kardeş kedi görenleri şaşkına uğratıyor."

"Mersin merkez Akdeniz İlçesindeki Atatürk Parkında, kardeş oldukları belirtilen iki beyaz kedi vatandaşların ilgi odağı oldu. Atatürk Parkı'nı mekan edinen iki kedinin tüylerindeki siyah beneklerden birer tanesinin kalp şeklinde olması dikkatleri çekti. Deniz kenarında balıkçılar tarafından beslenen kedileri görenler, şaşkınlıklarını gizleyemedi. Kalp şeklindeki benekleriyle merakla izlenen kediler ise hem kendilerine verilen balığın hem güneşin keyfini çıkardı. Çocukların da sevgiyle yaklaştığı kedilerin kardeş olduğunu söyleyen balıkçılar, Biz bebekliklerinden bu yana balıkla besliyoruz iki kardeşi. Onlar bizim kızımız. Devamlı bu parkta yaşıyorlar. Anneleri de arada sırada yanımıza geliyor. Doğuştan itibaren bu kalp şeklindeki benekler dikkatimizi çekti. Büyüdükçe daha da belirginleşti kalpler. Görenler hem şaşkınlıkla hem sevgiyle bakıyorlar kızlarımıza” ifadelerini kullandılar."






                                                                   

ANKARA KEDİSİ LOGOSU

Ankara'nın logosu öncesinde bir gözü sarı diğer gözü mavi olan bir kedi olarak belirlenmişti. Ancak değiştirilmiş. Üzerinde oynamalar yapılarak yeni logo oy çokluğuyla kabul edilmiş. Ankara kedisi logosunun şehrin simgesi olması ise gayet sevindirici bir durum. Nesli tükenmekte olduğu söylenen Ankara Kedisi'nin  bu şekilde göz önüne getirilmesi sevindirici. Ankara'nın yeni logosunu da sizler için ekleyelim isterseniz...


                                                                       

KEDİ DÜŞÜŞÜ

İnanılmaz asil duruş. Kedi yürüyüşü. Kedi bakışı. Kediyle özdeşleşmiş ne varsa... Beni etkileyen bir diğer durum ise serbest düşüşteki marifetleridir. İnanılmaz bir görsellik bulunur.


 Kediler; dört ayak üzerine düşmesine katkıda bulunan biyolojik doğrulma refleksleri sayesinde böylesi süzülerek düşebiliyorlar. Havada attıkları hızlı taklayla yere güvenli şekilde düşmelerini bu marifetleriyle rahatlıkla sağlıyorlar.


Parmakları açık, bacakları gergin, sırtları kambur halde yere doğru havada akrobatik hareketler yaparak süzülüyorlar. Her düşüşte farklı hareketleri ve o hareketlerin de kendi içinde bir kişilik göstergesi var. Dört ayak üzerine düşmek o kadar da kolay değil elbet, biz de bunu anlıyoruz...





                                                                     

CATS CATS CATS BY ANDY WARHOL

 "Cat lovers and Andy Warhol fans rejoise! This delightful book - one of the first in a series - collects the pop artist's inimitable drawings of one of one of today's most popular icons: cats.

In the 1950s, before he made his famous paintings of soup cans, Marilyn, and Chairman Mao, Andy Warhol produced thousands of witty, whimsical drawings. This book, filled with drawings culled from the archives of the Andy Warhol Foundation for the Visual Arts, collects images of one of his favorite subjects - cats - in an irresistible small-format edition.


Here are sleeping kittens, regal felines, and a cat named Sam - all accompanied by playful quotations from Warhol's books and diaries, such as "The important thing is to infuse everything with as much drama as you can" and "As I always say, one's company, two's a crowd, three's a party." Beautiful and charming, this book will make a perfect gift for anyone who loves cats or Andy."
                                                                                            

                                                                   
                                                                         
                                  "YOU HAVE TO BE WILLING TO GET HAPPY ABOUT NOTHING."

                                                                             
         "PEOPLE WERE ALWAYS GETTING DRESSING UP"

16 Aralık 2011 Cuma

SAKIZ ÇİĞNEYEN KEDİ - MELEK ÖZLEM SEZER

Arka Kapak

Bu şiirler bildiğin çocuk: Kıpır kıpır 

Hoplar zıplarmış işte böyle: Zıp zıp 

Hem de nerede? Denizin köpüklerinde 

Bazen de Ay Dede'nin göbeğinde...

Bir gün de bulutlarda sek sek oynamış

Melek Özlem Sezer arkadaşıymış

Onu elinden tutup hoop bu kitaba atlamış

Kedilere bayılır

Sıkıcı her şeyden kaçarmış

Kedisi de ağzına beş sakız birden atar 

İşte böyle kocaman bir balon yaparmış

Acaba o balonu kim alır gökyüzüne salarmış?



Sayfa Sayısı: 95
Dili: Türkçe
Yayınevi: Cumhuriyet Kitapları




BURAK ÖZDEMİR - ELHAMDÜLİLLAH HAYVANIM

Burak Özdemir tarafından kaleme alınan bu kitap esasında "fabl" türünü kapsıyor.  Kuran-ı Kerim'den ayetlere de yer veriliyor. Kitap oluşturulurken bol bol çizimlere yer verilmiş. Konu direkt olarak hayvanlar aleminden sevimli dostlarımızın hikayecikleri olunca, çizimler de fazlasıyla dikkat çekiyor.


Kitap aslında sadece fabl türünü işleyen bir kitap değil.Kitap; Hayvanların içinde yaşadığımız dünyada yaşamaya en az bizim kadar hakkı olduğu savını savunuyor.Esprili sunumuyla da kitap kendine çekiyor okuyucuyu. Gerek şaşırtıyor gerekse gülümsetiyor bizleri... Hayvanlar arasındaki küçük hesaplaşmalara da yer verilmiş. Dikkat çeken ayrıntı ise Ağustos böceği ve karınca Fabl' ının iç yüzü. "Sanatçı Ağustos böceğinin elbet karıncaya iki çift lafı vardır" düşüncesinin fabl türünde yeniden irdelenmesi ile olaylara farklı açıdan bakmamızı sağlıyor...


Kitap, bizim hayvanlar hakkında aklımıza gelmeyen durumları, esprili dille anlatıyor." Chat yapan sivrisinek ve balarısı"'nın hikayesi bu durumu direkt işliyor. Sivrisineğin balarısı olmaya öykünmesi ve bu durumun kraliçe arıya dek iletilmesi, kitabı ilginç kılan bir diğer ayrıntı..


Yeryüzünün tüm canlılara ait olduğunu anlatan bu kitap sadece hayvanları değil "canlı" olan pek çok şeyi anlatıyor. Bunu Kuran-ı Kerim'in çeşitli ayetlerine yer vererek okuyucuya bir bir anlatıyor. Eh biyolojik sınıflandırmaya göre de bir hayvan ;  "Homo Sapiens" olduğumuz aşikar. Burak Özdemir de yaşadığımız dünyanın hepimize ait olduğunu ve var olmanın hak olduğunu bizlere anlatıyor. "Elhamdülillah Hayvanım" diyerek de esasında bu savını destekliyor. Şimdiden herkese keyifli okumalar...



15 Aralık 2011 Perşembe

TEK BATINDA 15 YAVRU

"İngiltere'nin West Midlands bölgesinin Allesley kasabasında yaşayan Alicia Copping ve Natasha White’ın 3 yaşındaki Romy adlı İrlanda Setteri, 10’u dişi, 5’i erkek olmak üzere tam 15 yavru doğurarak bir ilki gerçekleştirdi. 

Natasha White, 3 yaşındaki köpeğinin ilk kez doğum gerçekleştirdiğini belirterek, "Biz sadece 8 ya da 9 yavru doğuracağını tahmin ediyorduk, ancak 15 yavrusunun doğduğunu görünce şoke olduk. Doğum 8 saat sürdü. Romy 10’u dişi, 5’i erkek olmak üzere toplam 15 yavru doğurdu. Yavruların hayata kalması bizi çok mutlu etti. Bir İrlanda Setteri’nin bu kadar yavru dünyaya getirmesi olağanüstü. Romy şu anda çok sağlıklı ve yavrularını korumaya çalışıyor. Yavrulara isim koymak da zorlanacağız" dedi."



Sizlerle bu ilginç haberi paylaşmak istedik. 15 tane yavruya bakmak gerçekten sevimli Romy için hayatının en önemli tecrübesi olacak. Hepsi o kadar sevimli ve sağlıklı görünüyor ki... Romy de çok mutlu görünüyor tabii ki..

                                                                                                      

KEDİ BAKIŞI


Cosmopolitan dergisi, bu bakışı konu etmiş. Fotoğrafta gördüğümüz bakışı elde etmek için bu makyajın inceliklerini adım adım anlatmışlar. Biz de sizler için bu yazıyı paylaşalım istedik. Kedi bakışının gizemini biraz olsun irdeleyelim istedik.. Bakışlarımıza kedi çekiciliğini katalım ne dersiniz?

"Retro kedi makyajı, bu görüntünün esin kaynağı olmuş. P&G Kozmetik Global Kreatif Direktörü Pat McGrath, “Klasikten tek fark makyajı daha modern hale dönüştüren kare şeklindeki kuyruk kısmı” diyor.

Makyajda Kedi bakışını yakalamak için;

-Siyah bir kalemle gözlerinizin dış köşesini üç santim geçecek şekilde şakaklara doğru hat çekin.

-Göz kapaklarınızı katlanma çizgisine kadar ışıltılı siyah bir far ile boyayın.

-Göz kaleminin oluşturduğu kuyruk bölgesine far fırçasıyla rengi gittikçe açılan bir dikdörtgen çizin.

-Son aşamada üç kat maskara uygulayın.

"Cosmopolitan/Ezgi Tanlak"



                                                                          

11 Aralık 2011 Pazar

ÖMÜR GEDİK- HOP DEDİK ORDA KAL!

Geliri HAYTAP'a bağışlanan bu albümde Ömür Gedik'e Teoman, Burak Kut ve Halil Sezai Paracıkoğlu eşlik ediyor.
Albüm "maxi single" niteliğinde. İlk şarkı ise Portakal Orda Kal! Bu şarkı Sarman Kitapçı için özel. Çünkü tatlı kedimizin adı Portakal. Sözü ve müziği Sezen Aksu'ya ait, düzenleme ise Ozan Çolakoğlu'na ait.


                                                                           




Kedimiz Portakal da bu şarkıyı pek sevdi, yumuk yumuk uyuduğu yerden dinledi. 
Aslında Portakal adlı kedimizi anlatmak istiyoruz size. Adı gibi portakaldır pisimiz. Turuncu ve beyaz renkli, sevimli mi sevimli bir pisicandır o. Davet beklemeden geldiğinde koltuğa ilişip derin derin uyumuş zamanında. Önceleri bir davetsiz misafir iken uzun zamandır Sarman Kitapçı'nın daimi kedi üyesidir. İnanlımaz uysal ve narin bir pisidir. Her kedi gibi kişilik sahibidir. Çalışma masamızın altındaki kedi figürlü yastığının üzerinde kıvrılarak mışıl mışıl uyuyan terbiyeli pisimiz, müşterilerimizin de sevgilisidir. Üstelik çok da fotojeniktir.
Dilerseniz sevgili kedimizin çeşitli fotoğraflarını paylaşalım sizlerle...




TOMMASO'YA 10 MİLYON AVRO MİRAS

"İtalya'da dul bir kadın, 10 milyon avroluk servetini kedisine bıraktı 
Kediye 10 milyon avro miras 2009'da sağlığının bozulmasının ardından bir vasiyetname hazırlayan ve tüm servetini kedisine bırakmaya karar veren Maria Assunta, iki hafta önce 94 yaşında yaşama veda etti.

SOKAKTA BULMUŞTU

İtalya'nın başkenti Roma'da tek başına yaşayan Assunta, sokaklarda karnını doyurmaya çalışırken bulduğu siyah bir yavru kediyi evine almıştı. Bir emlak kralıyla evlenen ancak eşini genç yaşta kaybeden Assunta, tüm sevgisini Tommaso adını verdiği kedisine vermişti.

Assunta, ölmeden önce avukatlarına Tommaso'ya bakmaları karşılığında mirasın sahibi olacak bir hayvan hakları derneği ya da grubu bulması talimatını vermişti.

Hiçbir derneği kedisini emanet edecek kadar beğenmeyen Assunta, son aylarında kendisine bakan Stefania adlı hemşiresini sevgili kedisinin vasisi atadı.

Yaşlı kadına kedisine en iyi şekilde bakacağına dair söz verdiğini söyleyen Stefania, bir gazeteye verdiği demeçte şöyle dedi:

"SERVETİ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"

"Tek isteği Tommaso'nun sevileceğinden ve okşanacağından emin olmaktı. Assunta'nın bu kadar büyük bir serveti olduğunu bilmiyordum. Ne özel yaşamı ne de serveti konusunda tek bir sözcük etti. Sadece yalnızlıktan çok çektiğini söylemişti."

Hisse senetleri ve nakit paranın yanı sıra Roma, Milano ve Calabria'da çok sayıda evin sahibi olan 4 yaşındaki Tommaso, şimdi yeni sahibesiyle Roma'nın hemen dışındaki bir evde yaşıyor."

Gazeteleri karıştırıken gözümüze takılan bu haberi sizlerle paylaşmak istedik. Tommaso gerçekten çok sevimli bir kedi. Sahibinin onu ne kadar çok seviyor olduğu ise direkt anlaşılıyor.  Haberden anlaşılacağı üzere yalnız bir kadının hayatında nasıl özel bir yer etmiş Tommaso. Habere dair yorumu size bırakıyorum. Zira fazla söze gerek yok..

ÇAYKOLİK KEDİ- ZOFIA BESZCZYNSKA

Bu sefer sizlere çocuk kitabı tanıtacağım. Hepimiz çay severiz elbet ancak çaykolik kedi için çay çok elzem bir içecek.


Kitabın yazarı ZOFIA BESZCZYNSKA , günümüzde Polonya 'nın önde gelen çocuk edebiyatı yazarlarından biri. 1999 yılında bu kitap Polonya' da yılın kitabı seçilmiş ve ulusal ve uluslarası platformda pek çok ödül almış.Çevirisi Lacivert Ozan tarafından yapılmış. Kitabın içindeki çizimler ise bir harika ... Onlar da Krystyna  Michalowska tarafından yapılmış. Kitapsa Nesin Yayınları tarafından basılmış. Çocuklar için müthiş bir şiir kitabı.

İsterseniz bir şiiri sizinle paylaşalım...

Çaykolik kedi

yapraktan kulakları
su yerine hep çay içer

çaya dalar bıyıkları

gözleri parlar kehribar


dili de gül yaprağından
gözleri sarı kehribar

bi fırt çeker bardağından

çay birdenbire ışıldar


ışık tüylerine işler 
döner altın kıvılcıma

asla ve kesinlikle

hiçbir zaman kediye
çay içerken dokunma

                                                                         

10 Aralık 2011 Cumartesi

Doris Lessing - Kedilere Dair

Doris Lessing "Kedilere Dair" adlı kitabında çocukluğundan itibaren hayatına giren kedileri anlatıyor. Kedilerinin kendine has karakter yapılarını eğlenceli ve bir o kadar da iyi bir analizci olarak okuyuculara aktarıyor. Kedilerin türlü türlü halleri tüm gerçekçiliğiyle okuyucuyla beraber inceleniyor. Hayatını geçirdiği her evde bir şekilde karşısına çıkmış türlü kişilikteki kedi dostlarını ayrı ayrı anlatıyor. Anlatırken hayranlığını gizleyemiyor tabii..


Lessing bu anlatı türündeki kitabında kedilerin gerçekçi dünyalarından kesitler sunuyor biz okuyucularına ve de en güzeli bizi kediler dünyasında hoş bir gezintiye çıkarıyor. Kitap metis yayınları tarafından basılmıştır.143 sayfadır.Kitap üç bölüme ayrılmıştır ; özellikle kediler, hayatta kalan rufus ve El Magnifico'nun yaşlılığı..


Kitabın ilk bölümü olan " özellikle kediler " bölümünde yazarın hayatına giren hayranlık uyandırıcı dişi  kedisi göze çarpıyor. Ne kedi ama.. En etkileyici kedisi kitaptaki anlatıya göre kendinin mağrurca farkında olan ve güzelliğinden ve asaletinden asla ödün vermeyen, sanki hep içindeki kameraya göre poz veren, yapmacık duruşu ile hayranlarını arayan kedisi.. Kendini daima gösteren, kendine has özelliği olan kediler... Çiftlik evlerinde beraber büyüdüğü kediler...


Kitabın ikinci bölümünde ise hırpani bir sarman kedi olan Rufus'u anlatıyor. Sokakta pejmürde halde bulduğu ve sahibi tarafından sokağa atılmış hastalıklı bir kedidir. Rufus bu yüzden sarsaktır ve korunmaya ihtiyaç duyar. Ama her şeyden öte bu kedi sabırlı ve olayları zekice hesaplama yetisine sahiptir. Ancak aldatılmış ve güven duygusu zedeli olduğundan sevemeyen bir kedidir...Yazar o kedinin çaresizliğinden oluşan suçluluğu içinde duyumsuyor..


Kitabın son bölümünde ise "El Magnifico" anlatılıyor.. Cinsi olmayan bilindik bir sokak kedisi olmasına karşın göz kamaştırıcı siyah-beyaz desenlere sahiptir. Adı gibi muhteşem bir kedidir. Omzunda  kemiğinde bulunan kanserle artık üç ayaklı bir kedi olarak yaşamını devam ettirmek zorundadır. Kitabın bu bölümünde kocaman yakışıklı bir kedinin hikayesi anlatılmaktadır. Kedinin yalnızlığı, rüyaları ve yaşadıkları bu anlatıda irdeleniyor. Yazar; bir kedinin özüne erişebilmeyi kendi bakış açısından biz okuyucuya hissettiriyor. 




                                                                 
                                                                         


                                                                       

9 Aralık 2011 Cuma

HAYTAP 2012 TAKVİMİ



HAYTAP Türkiye'de kurulmuş olan ilk hayvan hakları federasyonudur. Amaçları içinde hayvan hakları , doğa ve çevre korunması vardır. Türkiye'de bulunan pek çok derneğin bir araya gelip oluşturduğu bir federasyon olan HAYTAP ; 9 Temmuz 2008 tarihinde kurulmuş. HAYTAP'ın temel felsefesi tüm canlılara yaşam hakkı temeli üzerine kurulmuş. Sahipli olsun sahipsiz olsun tüm hayvanların insanlar kadar yaşam hakkı olduğunu savunmaktadır.Bu sene için sokak köpekleri temalı 2012 takvimi hazırlanmış. Merak edenler için HAYTAP'ın sitesindeki açıklamayı paylaşalım sizlerle.


"Takvimimiz HAYTAP ve Koza Yönetim tarafından 2011 yılından düzenlenen yarışma sonucunda ödül kazanan fotoğraflardan oluşuyor.
Takvimin bir başka özelliği de süs ya da cins hayvanlardan değil sokaklarımızdaki köpeklerden ve ödül kazanmış anlarından oluşuyor.  Ayrıca ilk defa Dünya Hayvan Hakları günü 4 Ekim tarihi özel bir renkle belirlendi.
Şirketlerine , okullarına  toplu takvim satın almak isteyenlerin bilgi  @ haytap.org adresine başvurmalarını rica ediyoruz Elde edilecek gelirle ilgili yapılan çalışmalar her zamanki gibi resmi web sitemizde duyurusu yapılacak. Siz de destek olun ,  tüm yıl boyunca onlar da duvarınızı süslesin. Sokağınızın köpeğine sahip çıkın."


Görmüş olduğunuz gibi takvim fotoğraf yarışmasında dereceye giren fotoğraflarla basılmış. Fotoğraflar ise gerçekten takdir edilesi bir gerçeklik barındırıyor. Böyle bir durum için fazla söze lüzum yok açıkçası. Zira fotoğraflara bakınca ne yapılması gerektiği direkt anlaşılıyor.






                                                                          
                                                                        

46 DERGİSİ - SON SAYISI

46 Dergisi; fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut 'un yaratıcı yönetmenliğini yaptığı, fotoğraf ve tasarımın iç içe olduğu bir dergi. Her sayı direkt olarak bir temayla okuyucuya sunuluyor. Genel kalıbın arasından sıyrılan bir dergi 46. Moda, stil, sanat, müzik konularını içerse de çoğu kez kapak fotoğraflarının kalitesiyle okuyucuyu baştan cezbeden bir dergi.


Bu sayısını Kadıköy Rıhtım civarındaki gazetecilerde Serra Yılmaz 'ın fotoğrafıyla gördüm. Hemen inceledim.  Hayvan haklarına dair yapılmış en vurucu fotoğraf çalışmalardan biri ..Hatta dergide bu konu en sıradışı şekilde anlatılarak, insanların yüzüne yüzüne çarpar nitelikte... 


Son sayıdaki tema "İnsandan kendini sakın" olunca düşündürüyor insanı. Ünlüler ilginç fotoğraf kareleriyle bize esasında bu duyguyu gerçekçi bir şekilde anlatıyor. Sokakta yaşayan hayvanların , nesli tükenmek üzere olan hayvanların suretlerine bürünerek bakıyorlar bize. Öyle başarılı fotoğraflar ki bunlar hayran kalmamak elde değil. Gerçekten çekimlerin ciddi titizlikle ve derinlik katılarak yapılmış olduğu direkt anlaşılıyor. 


Duyarlı olan pek çok ünlü isim böyle sanatsal ve vurucu bir fotoğraf çekimiyle gerçekten onların dünyasından bakabilmiş bizlere.. Öyle de vurucu kelimelerle ifade etmişler ki katılmamak elde değil.. Özellikle Serra Yılmaz , Yekta Kopan ,Mert Fırat , Yüksel Aksu'nun açıklamaları cidden insana kendi kendini sorgulatır nitelikte. 


Fotoğraflar  17 Aralık' a kadar Nişantaşı City's 'de  sergilenecek. Sergiden ve fotoğraflardan toplanan tüm gelir ise HAYTAP  aracılığıyla hayvan klinikleri ve barınaklara aktarılacakmış.


Dilerseniz birkaç fotoğrafı sizler için yayınlayalım. Bu fotoğraflara dokunmak isterseniz ve açıklamalarını okumak isterseniz dergiyi almanızı öneririm.
                                                                                 



                                                               

6 Aralık 2011 Salı

MELEK AJANDASI 2012

"Melek ajandası 2012 'de , tüm kişisel randevularınızı yazabilmeniz ve hayatınızı düzenleyebilmeniz için bolca yer bulabilirsiniz. Bu kişiselleştirilmiş spiritüel ajandanın önemli özelliği , sizi ilahi arkadaşlarınıza sandığınızdan da fazla yakınlaştıracak olması..."


Ajanda Jenny Smedley imzasını taşıyor.Günlere göre sizi bir meleğin kılavuzluğunda yönlendirmeye çalışıyor. Aylara göre sizi bir yazıyla karşılayıp neye odaklanmanız gerektiğini her ay açıklayıcı bir dille anlatıyor.Örneğin Şubat ayı bizi suya odaklıyor. Suyun her halini içimizdeki enerji değişimleriyle gözler önüne seriyor. İnsanı kendi içsel yolculuğunda bir rehber gibi yönlendiriyor.


Her güne özgü melekler kılavuzluğunda içsel yaşantımıza bakışımızı değiştiriyor. 17 Mayıs meleği bize bugün yeni bir özgürlük hissiyle dolacağımızı söylüyor. 13 Mart meleği size "eski kırgınlıklarınızı affetmenize izin vereceğini" söylüyor.


Her haftanın bir kristali var ajandada. Ve ona ait ilginç bilgiler mevcut. Örneğin ; "Florit kristali değişimlerin içinden kolay ve rahat bir şekilde geçmemize yardımcı olur. "Palani" adlı melek ise bizi bu kalıplaşmış düşünce yapısından kurtarmaya yardımcı olur."
Rutil ise" tüm negatif duyguları ve insanları auranızdan uzaklaştırır. Sevinç anlamına gelen "Radwan" adlı melek bu kristale karşılık gelir. Neşe ve pozitif duygular getirir."


Melek ajandası size yılın farklı zamanlarında değişik enerjilerle hareket etmeyi öğretiyor. Enerjinizi hangi yönde kullanmanız gerektiğini anlatıyor. Size içsel boyutta ışık tutuyor. Hayatınızda değiştirmek istediklerinizi ya da yapmak isteyip de yapamadıklarınızı özetle ertelediğiniz içsel gücünüzü size tekrardan anımsatıyor.


Şimdiden herkese mutlu yıllar. Dilerim bu yıl evren daha çok bizimle olur ve güzellikleri de beraberinde getirir...

                                                                       


BAŞKA KEDİLER - SELÇUK DEMİREL

KÖLELER


"Başlangıçta, Tanrı kediyi kendi suretinde yarattı. Ve bunun iyi olduğunu gördü. İyiydi de. Ama kedi tembeldi. Hiçbir şey yapmak istemiyordu. Bu yüzden de daha sonra, birkaç binyıl sonra, Tanrı insanı yarattı. Sırf kediye hizmet etsin, sonsuza kadar kölesi olsun diye. Kediye kayıtsızlık ve sezgi vermişti; insana da kuruntuyu, eliyle iş yapma yeteneğini ve çalışma tutkusunu verdi. İnsan doyasıya kaptırdı buna kendini. Yüzyıllar boyunca, icat, üretim ve yoğun tüketim üzerine temellenen bir uygarlık kurdu. Tek ve gizli bir amacı olan bir uygarlıktı bu: Kediye huzur, barınak ve yemek sunmak. İnsan milyonlarca gereksiz, genellikle saçma sapan nesne icat ederken, tek amacı kedinin rahatı için elzem birkaç nesne üretmekti: radyatör, minder, çanak, talaş kutusu, Breton balıkçı, halı, döşemelik kumaş, hasır sepet; bir de belki radyo, kediler müzik sevdiği için. Ama bunların hiçbirinin farkında değildir insanlar. Çok yaşasınlar. Şükranla anılsınlar. Öyle anıldıklarını sanırlar da. Hayırlısı neyse odur, kedilerin kusursuz dünyasında. (Jacques Sternberg)"

Kitap ; 2003 yılında yazarın İtalya yolculuğu esnasında yapılmış suluboya resimlerden oluşuyor. Kitabın kimi yerlerinde patates baskısı tekniği tadında ikiz kediler mevcut. Resimlerin yüzde yüz büyütülmesiyle kitaplaştırılmış olduğundan resimlerdeki detaylar rahatlıkla yakalanabiliyor. 2006 yılında Metis yayınları tarafından basılmış bu kitap Selçuk Demirel imzasını taşıyor.  Tüm kedi severlerin yüzünde gülümseme bırakacak keyifli çizimlere sahip.  Şimdiden herkese keyifli zamanlar..
                                                                               
                                                                         

HÜRREM - BARIŞ PİRHASAN - CEREN OYKUT

Hürrem; şiirsel anlatımıyla bir çocuk kitabı olmanın ötesine geçmiş keyifli bir kitap. Yazarı Barış Pirhasan, çizeri ise Ceren Oykut. Kitap ilk sayfasından itibaren okuyucuyu gülümsetiyor. Hürrem; siyah beyaz çizimlerle yüzümüzde tatlı bir etki bırakıyor. Sanki başka başka zamanlardan kulağımıza çalınan seslerle bize anlatıyor kendini. Kitap kendini anlatır gibi Hürrem adlı pisiyi  yani Hünkar'ın gözünün nuru olan kedilerin şahını anlatıyor.

Kitap masalsı anlatımıyla ve çizimleriyle sadece bir çocuk kitabı olmakla kalmıyor. Her okuyucuyu bu Hürrem masalına davet ediyor. Kitap; İletişim Yayınları tarafından basılmış. 



Dilerseniz kitaptan kesitler sunalım sizlere biraz;
                                      KİTABIN KAPAĞINDA HÜRREM ADLI PİSİMİZ.




            SULTANA GEÇİT VERMEYEN PABUÇLARINDA OYUN OYNAYAN PİSİ..




MUZİP BİR TEBESSÜM VAR PADİŞAHIN SURATINDA.BİR CİHAN PADİŞAHININ ELİNDEYKEN  PİSİ SÜLÜN'E AÇLIKLA BAKMAKTA.. PADİŞAH ONUN GIDISINI OKŞARKEN "ADIN HÜRREM OLSUN" DER. ARTIK PİSİMİZ HÜRREM'DİR.


Kitabın her ayrıntısı şiirsel bir dokunuşla bizi sarıyor. Çizimler ise tek kelimeyle harika. Merak ediyorsanız eğer ki pisi Hürrem'i , kitabı okurken keyifli zaman geçireceksiniz. Masal tadında da olunca gece uyumaya hazırlanan minikler için de keyifli mi keyifli bir kitap. Şimdiden herkese keyifli okumalar..

4 Aralık 2011 Pazar


Posted by Picasa  FENERBAHÇE CAD. GÜLİZAR SOKAK DENİZ APT. 13/2 FENERBAHÇE 

Posted by Picasa  ALTUĞ BEY VE KÖPEĞİ "YODA".  O GERÇEKTEN BİR YODA =)

Posted by Picasa  ALTUĞ BEY FOTOĞRAFTAKİ KEDİLERİN EV ARADIĞINI SÖYLEDİ. İLGİLENENLER İLETİŞİME GEÇEBİLİR: (0216) 336 12 30 - (216) 336 14 60

Posted by Picasa  MOSİTA VETERİNER KLİNİĞİ

VETERİNER ALTUĞ OKDEMİR RÖPORTAJI


Bu hafta sizler için Veteriner Hekim Altuğ Okdemir ile röportaj yaptık.  Altuğ bey  ile kliniği Mosita’da keyifli mi keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.  Öncelikle sizlere Altuğ bey ile ilgili bilgiler verelim. 1994 yılı İstanbul Üniversitesi  mezunu kendisi. 16 yıldır veteriner hekim. Mosita Veteriner Sağlık Merkezi 2000 yılından bu yana hayvan severlere hizmet vermekte. 


Kendisine “kedileri mi çok yoksa köpekleri mi daha çok seviyorsunuz?” diye sorduğumda her ikisini de aynı ölçüde çok sevdiğini söyledi. Veteriner Altuğ bey için en sevdiği hayvan kuş imiş. Kuşların çok özgür hayvanlar olduğunu bu yüzden de hayvanlar aleminde kendisi için özel bir yere sahip olduklarını söyledi.Bu keyifli röportaj için kendisine tekrar teşekkür ediyoruz.

İsterseniz sorularımıza başlayalım,

- Kediler için kış bakımı ile alakalı önerileriniz neler olabilir? Bizimle paylaşabilir misiniz?

Evdeki kediler için özel bir bakıma ihtiyaç yok. İzole bir ortamda yaşadıkları için ciddi bir bakıma lüzum yoktur. Ancak sokak kedileri  zor şartlarda yaşadıklarından ötürü sıkça görülen kedi nezlesi olabilirler. Bu yüzden dışarıda beslenen kedilerin daha kuvvetli beslenmesinde fayda var. Ayrıca bağışıklık sitemlerini kuvvetlerndirici ilaçlarla bu bakım desteklenmelidir. Kedilerin kışa hazırlık olarak iç ve dış parazit kontrolleri yapılmalıdır. Kedi barınakları yapılması da önemli bir önlemdir.

Kedilerde tombikleşme sorunu başka deyişle obezite neden oluşur. Tombik kedilerin bakımı ile ilgili neler önerebilirsiniz?

- Kedilerde obezite sebepleri

1-      Kötü beslenme
2-      Kısırlaştırmanın getirdiği metabolizme yavaşlaması ve buna bağlı olarak aynı ölçüde beslendiğinde  kedilerin kilo alması.
3-      Kısırlaştırmadan sonra ortaya çıkabilen hormonal bozukluklar da obeziteye neden olabilir.


Kısırlaştırılan kediler için “light mama” verilebilir. Ev kedileri için “indoor mamalar” kullanılabilir. Bu yüzden kediler de tıpkı insanlar gibi az ve sık beslenerek obeziteyi önleyebiliriz. Eğer kedi obezite boyutunda şişmansa kendini temizleyemez. Karaciğer ve kalpte yağlanma oluşabilir. Bu yüzden obez kediler için geliştirilmiş zayıflatıcı mamalarla kedileri beslemek gerekir. İçinde “karnitin” (yağ eritici madde) bulunan tedavi edici mamalarlar ile onları aç bırakmadan beslemek gerekir.


Kedilerin doğumu sırasında insanların doğum yapan kediye müdahale etmesi uygun  olur mu?   Müdahale edilmesi  gereken durumlarda neler yapılmalıdır?


 Eğer doğum sorunsuzsa müdahale edilmemelidir. Çünkü panik hali kediyi strese sokar ve doğum böyle bir durumda durabilir.  Müdahale edilmesi gereken durumlar bu tip durumlar olabilir :


1-Kedinin doğum yapamaması. Bu tip durumlarda hemen veterinere götürülmelidir.


2-  İlk doğumu olan kedilerse acemidir. Ne yapacağını bilemez ve doğum sırasında keseyi açamaz. Bu yüzden yavru nefes alamaz. Bu gibi durumda da yavruyu kurulayıp nefes alaması sağlanmalıdır.


3- Aynı şekilde acemi bir kedi  plasentayı koparamaz. Yavrudan itibaren yarım santimetre kadar kesilip üzerine tentürdiyot basılarak müdahale edilebilir.


4- Eğer kedi yavruyu kabu etmiyorsa ve emzirmiyorsa zorla emzirmeye çalışılmalı. Ya da kedi sütü verilerek biberonla emzirilmelidir.


-Kedilerin hamilelik sürecindeki duygusal  yahut psikolojik durumları hangi durumlarda değişkenlik gösterir.  Onları rahatlatmak adına neler yapılabilir? Sokak kedileri için ve evcil kediler için bu süreçteki farklılıklar nelerdir?

- Sokak kedileri ile evcil kediler arasında duygusal olarak bir fark yoktur. Ancak sokak kedileri daha zor koşullarda olduğu için farklı tepkiler gösterebilirler. Sokak kedisinde korunma ve kendisini sakınma hali gözlenir, ev kedilerinde ise sakinleşme durumu gözlenir.


İnsanlardaki gibi kediler de annelik hormonu salgılar. O yüzden psikolojik durumları hakkında sadece hormonal durumlarını bildiğimizden dolayı bir şey söyleyemeyiz. Genel olarak doğumdan sonraki süreçte sokak kedileri için durum korumacı bir içgüdü halini alırken ev kedileri için ise sakinlik devam eder. Kedi sahibine güvenir. En agresif kediler bile doğum sonrası süreçte sakinleşir.