2 Aralık 2011 Cuma

ATATÜRK VE KÖPEĞİ FOKS'UN HİKAYESİ


Atamızın hayvan sevgisi yakınları tarafından her anlatıda geçmektedir.Atlara olan sevgisi ,beslediği güvercinleri ve güvercinler uçarken onları keyifle seyredişi yakınları tarafından anlatılmaktadır. Beslediği köpekler ise pek çok fotoğrafta geçmektedir esasında.. Atatürk 'ün son köpeğinin ismi "foks"'tur. Foks uzun müddet cumhurbaşkanı köpeği olarak köşkte kendi cinslerine pek kısmet olmayan rahat bir yaşantıya sahip olmuştur. Can Dündar 'ın "Mustafa Kemal Aramızda" adlı kitabında bir hatıradan alıntı geçer.


" Atatürk'ün son köpeğinin adı "Foks" tur.Foks bilardo oynarken masanın üzerine çıkar,bilyeleri yuvarlayıp oynar. Atatürk bu şımarıklığa gülerdi. Bereket yalnız misafirleri ısırmazdı. Pek sert bir köpekti. Eski köşkte vilayetimizden birine tayin olan zat resmi ziyarete gelir. Foks ise çalışma odasında yatmaktadır. Atatürk'ün masasının başında.. Vali Babıali protokolünden geldiğinden birdenbire yarı beline kadar eğilip "yerden" denilen Osmanlı selamı verir. Cumhuriyet devri göreneklerinde yetişen Foks ise bu ani hareketi görünce bir fenalık yaptığını sanarak fırlayıp adamcağızı ısırır. Ne olduğunu ne yapacağını şaşıran vali ise yere düşer ayakları havaya kalkar.


 Biz gülüyorduk , ama Atatürk pek sıkılıyordu.Benim bulunmadığım bir gece de mecliste konuşmalar olurken Foks, çok defa yaptığı gibi masanın altına girer. Isırmadığını bildiğimizden ayaklarımızın altında dolaşmasından huylanmazdık.O gece rahmetli Reşit Galip'in iskemlesi yanına gelir ve oynarken paçasını yırtar. Atatürk bundan da üzülerek, dostuna hemen kendi terzisinden şahsi hesabına bir esvap ısmarlamasını rica eder.


Bu vak'adan sonra eskice esvaplarını giyerek davete gelenler ve Foks masanın altına geldikçe paçalarını ona uzatanlar çok olmuştu. Fakat Foks ondan sonra efendisini masrafa sokmadı. Ama gitgide şımarıklığı arttırdı. Doğrusu biz de sinirlenmeye başlamıştık.Nihayet bir akşam geldiğimizde Atatürk 'ün elini sarılı bulduk : Efendisini ısırmıştı.Köpeği alıp çiftliğe götürmüşler , kontrol altına almışlar. Yakınları bir olarak ve sahibini ısıran köpekten artık hayır kalmadığına inandırarak öldürülmesi için müsaade alabilmişlerdi. Çiftlik müdürü Foks'un derisini dondurup müze camekanına koymuştu.


Bir gün Atatürk gezmeye gittiğinde müdür kendisini davet eder, derisi ot dolu donuk cam gözlü köpeğini gösterir. Atatürk büyük bir gönül acısı ile başını çevirerek :


- Onu ben severdim. Böyle görmek istemem, kaldırınız onu.. der. Yanılmıyorsam , ertesi gün foks'u çiftliğin bir köşesine gömmüşlerdi."   ( Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Bateş A.Ş. 1984 S. 561-562.)


                                                                              





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder